Pandemiden dolayı arkadaşlarımla hâlâ görüşmüyorum.Bırakın görüşmeyi dışarı bile gerçekten nadir çıkıyorum.Market alışverişleri ve bazı hafta sonları herkesten uzak(İstanbul'da bu pek mümkün olmasa da)yerler dışında tüm gezme tozma zevkim bitti.
Geçenlerde yine bir market alışverişimde yeni bir çay aldım.Çay tüketmeyi sevmiyorum ama bu çay sütle içilebildiği için dikkatimi çekti.Kokusu çok hoş ve rahatlatıcı.İçimi de çok rahat.Yalnız su ile de denedim ama o pek hoşuma gitmedi.Sütle tüketmeye devam edeceğim.
Ayrıca bu hafta tekrar Aşk ve Gurur'u izledim.Bu sefer annemle birlikte.Kaç kez izlediğimi saydım ve toplamda altı kez izlemişim ki daha da izleyeceğim eminim.:)Daha sonra çok sevdiğim bir arkadaşım bir dizisinin de olduğundan bahsetti.Dizi 1995 yılı BBC tarafından çekilmiş.Bu diziyi de üç gecede yine çok sevdiğim başka bir arkadaşımla izledik.Çok tatmin ediciydi.Film de güzel onu da izlemekten zevk alıyorum fakat dizi kitaba daha sadık kalmıştı.(Arkadaşımın söylediği kadarıyla)Ben bu gazla kitabını okumaya başladım.Çok yavaş ilerliyorum çünkü her sayfayı ezberlemek istiyorum.Daha önce bu denli sevdiğim hiçbir şey olmamıştı açıkcası.:)
Bendeki kitap Maviçatı Yayınlarına ait.Daha önce bu yayından okumamıştım çevirisi nasıl diye tereddüt ettim ama şimdilik bir sıkıntı yok gibi.Ya da ben anlayamadım.😂
Bu hafta da bol bol çizim yaptım.Hatta uzun süredir bomboş duran YouTube kanalıma bile bir çizim videosu yükledim.
Önce böyle artline marka kalem ile eskizin üzerinden geçtim.Bendeki 0.3 numaralı.Sonra da sulu boya ile renklendirdim.
Bahsettiğim YouTube videosunu da ekliyorum.Belki merak edip izlemek istersiniz.
Son birkaç günüm böyle geçti.Pek dolu dolu olmasa da kendimi oyalayacak şeyler buluyorum.Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.O zamana kadar kendinize çok iyi bakın.